Ulusalcıların yeni Kızılelma'sı AVRUSYA

Ulusalcıların yeni Kızılelma'sı AVRUSYA

"Aksiyon. Haftalik haber dergisi"

Avrasya Hareketi'nin fikir babası Aleksandr Dugin'in Türkiye'de jeopolitik sarsıntılar planladığı ortaya çıktı. Dugin, Türk kimliğinin eritilmesini istiyor. Sıcak denizlere inmek için Orta Asya'yı İran'a sunuyor. Türk havzasında imparatorluk planları yapılıyor. Ulus devleti kurtarmak adına yola çıkan ulusalcılar, Rus hegemonyasına yakalandı. Bir süre öncesine kadar Avrasya, ne kültürel birliktelikleri, ne de bir coğrafyayı ifade ediyordu. Şimdi ise bir kıta hareketinin adı. Avrasya Hareketi, Türkiye"den Ulusalcılar olarak adlandırılan "koalisyon"un da içinde bulunduğu Rusya"nın öncülüğünde stratejik birlikteliğin yeni ismi. Ulusalcı harekette buluşan sol, Kemalist ve milliyetçi unsurlar şimdi bu üst şemsiyede, Avrasya coğrafyasının anti-Amerikancı unsurlarıyla bir arada. Temel karakteri Amerikan karşıtlığı olan harekete katılmak için İslamcı, solcu, sağcı olmanız fark etmiyor. Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç"ın Avrasya"ya yaptığı atıf çok tartışılmıştı. Konunun sadece Doğu Perinçek"in hayali değil, bir kısım sivil ve askeri bürokrasinin önemsediği, argümanlarını dile getirmekten çekinmediği bir oluşum olduğu zamanla ortaya çıktı.

Hareketin aktörlerinden Kemalist ulusalcı bir şahsın (adı bizde saklı) anlatımıyla, kırk yıllık NATO"cular, Özel Harpçiler şimdilerde Avrasya Hareketi"nin en hızlı neferleri.

Bizimkilerin gözü kapalı girdiği hareketin teorisinin Rusya"da 1921"lere kadar gitmesi, Rus imparatorluğu idealinin estetize edilmiş hali olduğunun anlaşılması birtakım sorunları beraberinde getiriyor. Ulusal bağımsızlığın tehlikede olduğunu, Avrasya Hareketi"nin bu tehlikeye karşılık bir güvece teşkil ettiğini dile getirenlerin, hareketin karakteristiğinden haberdar olmadığı da ortaya çıkıyor. Özellikle, hareketin yaşayan en önemli teorisyeni olarak bilinen Aleksandr Dugin"in Türkçe"ye çevrilen "Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım" kitabının okunmaya başlanmasıyla Avrasyacıların şaşkınlığı artıyor.

Aleksandr Dugin, kitabında "Rusya"nın Orta Asya"daki stratejik ortağı İran"dır, Orta Asya İran"a bırakılmalı, Türk unsurlar eritilmelidir" gibi birçok hüküm cümlesi kullanıyor. Rus imparatorluğu fikrini savunan Dugin, kötü örnek olarak Türkiye"nin ulus devlet sürecini gösteriyor. Ulus devlet olursak dağılırız, zayıflarız derken Türkiye"yi emsal gösteriyor. "Türkiye"deki Kürt ayrılıkçılığını desteklemek gerekir" cümlesi de Dugin"e ait.

Peki her tarafta güçlü bir Avrasya birlikteliğinden söz edilirken böylesine "tahkir" edici, Türkiye"yi bölgeden dışlamaya hükmeden sözler nasıl oluyor da Ulusalcı harekette infial uyandırmıyor? Hatta daha önceden bu konuyu uzun uzun konuşalım diyen Ulusalcıların sözcülerinden bazıları, "Siz yazın, sonra konuşalım" demeyi tercih ediyor. Belki burada Avrasya Hareketini, teorisini, gerçekleşebilirliğini ve aktörlerini tekrar konuşmak gerekiyor. Biz de onu yaptık. Hareketin ortasında, kıyısında ve dışarısında kalan uzmanlarla Avrasya Hareketi"nin geçmişini ve geleceğini konuştuk.

Doğu Perinçek, konuşmasında "Dostum" Dugin diye bahsettiği Dugin"i Avrasya Hareketi"nin ideoloğu olarak andığımızda sesini yükselterek "Avrasya Hareketinin teorisyeni benim" diyor. Çünkü Perinçek, daha Dugin sahnede yokken, 1996 ve 2000 yıllarında Avrasya konferanslarını organize etti. Dolayısıyla Perinçek"e göre Moskova"da kurulan Uluslararası Avrasya Konferansı, Türkiye"de ve Rusya"da gelişen Avrasyacılığın buluşmasından başka bir şey değil. Ancak, Avrasya Hareketi üzerine çalışan Yıldız Üniversitesi öğretim görevlilerinden Vişne Korkmaz, hareketin 1921"de başladığını, bir süre küllendikten sonra 90"lı yıllarda alevlendiğini anlatıyor. Yani hareket Perinçek"ten 75 yıl önce, Rus siyasi düşünce geleneğinden süzülüp gelmiş.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İhsan Dağı"ya göre Rus Avrasyacılığının kökeninde tarihsel bir Batı karşıtlığı kadar, kendine özgü bir "emperyal Rusya" anlayışı yatıyor: "Avrasya Hareketi, bir yandan Orta Asya ve Kafkasya"da Rus hegemonyasını gerekli kılıyor, öte yandan da bu bölgeler için çekim merkezi olabilecek Türkiye ve İran gibi ülkelerin bölgeden dışlanmasını" Ne "yakın çevre" politikası, ne de Bağımsız Devletler Topluluğu girişimi bu amaçlara ulaştırdı Rusya"yı. Şimdi İran ve Türkiye işbirliğine yanaşsa bile Avrasya vizyonu neyi başaracak? Avrasya Türkiye"yle veya Türkiye"siz, ne ekonomik, ne de siyasal olarak bütünlüklü bir model veya alternatif olamaz."

Avrasya Hareketi"nin yaşama şansını tartışacağız ama önce Ulusalcı cephenin Dugin sevdasını ele alalım. Doğu Perinçek"in, "Rusya imparatorluğu fikrini taşıyan bir harekete katılmak yerine niye Türk imparatorluğu fikri geliştirmiyorsunuz?" şeklindeki sorumuza verdiği cevap şöyle: "Avrasyacılar hayalperest değil, gerçekçidir. Rusya, Amerika"nın yayılmasına ne kadar karşı çıkarsa bu Türkiye"nin o kadar lehinedir." İmparatorluk peşinde değiliz derken Avrasya"nın aslında "ırkçı" olmayan Turan imparatorluğu olduğunu hatırlatıyor Perinçek. Yani imparatorluk özleminiz varsa tersinden de olsa bunu ittifak içinde gerçekleştirebilirsiniz. Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) Başkanı Kemal Özden, Dugin"in ortaya koyduğu argümanları anlattığımızda oldukça net konuşuyor: "Bir tez, ulus devlet modelini aşındırmaya yönelikse biz yokuz. Ben Dugin"in avukatı değilim ama bu görüşlerini revize ederse iyi yapar; etmezse halt eder. Eğer ulus devletleri aşındırarak birilerinin imparatorluk hayallerinin alt zemininde bir proje olarak getirirseniz, AB konusundaki eleştiriler de samimiyetsiz hale gelir."

Attila İlhan, Dugin"in hakkında konuşma talebimize çok sıcak bakmadı. Halbuki birkaç hafta önce bir sohbet sırasında mevzuyu Dugin"e getirip hararetle söz konusu kitabı tavsiye etmişti. İşte teybin açık olduğu samimi sohbet: "Avrasya çok önemli bir iş. Ruslar buraya geldi, çok büyük vaadlerde bulundu. Avrasya Hareketi"nin başında 40 yaşlarında bir adam var. Yani komünist neslinden değil. Çin"le, Hindistan"la anlaşma yapmışlar. İnanılmaz bir nükleer güç oluşuyor. Bu gücün içinde olursak avantajımız var." Attila İlhan, Çin yapımı 200 km menzilli roketlerimizden dem vurduğu bir sırada "Galiba nükleer füzelerimiz de varmış!" diyoruz. "Şimdi o nereye kadar vardır bilemem ama iş b.ka girerse o dakka olur. En azından Ruslar"dan alırız. Vermeye hazır adamlar" diyor. İlhan, "Ortada komünistlik, din ayrımı, rejim meselesi yok, Müslümanlar da burada olmalı" çağrısını yapmaktan geri durmuyor.

Amerikan karşıtlığında Avrasya Hareketi çatısı altında buluşan Ulusalcılar, şimdilerde durdukları yeri sorguluyor. Ancak, bu durum, Avrasya Hareketi"nden ayrılmaya kadar uzanır mı sorusunu sormak için henüz erken. Çünkü, hareket üyelerinin çoğu, kitabın ikinci baskısında Dugin"in fikirlerini değiştireceğini ümit ediyor. Yani Avrasya Hareketi"ni ayakta tutan görünmez bir tutkal var sanki. "Ne olursa olsun bu hareket bizim faydamıza olacak, bitti" yaklaşımı hakim.

Hareketin kaderi ikinci baskıya bağlı!

Dugin, hem Ulusalcılara, hem de kendisiyle yaptığımız söyleşide bize Türkiye"yi tanıdıktan sonra yazdıklarını revize edeceğini ifade ediyor. Birkaç yıl önce, 1999"da yazılmış bir kitapta köklü bir revizyona gitme vaadi ne kadar gerçekçi ve samimi olur? Doğu Perinçek"e göre dünyanın büyük teorisyenlerinin hiçbirinde katakulli olmaz. Toplam 30-40 saat birlikte oldukları Dugin"in samimiyetine güveni tam Perinçek"in. "Üstelik, Putin"in kurmaylarını Türkiye dostu yapıyoruz " diyor. Ulusalcı hareketin içinde yer alan İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz ise Dugin"in "Düzelteceğim" açıklamasını samimi bulmuyor. Temiz, "Milli devletimizi korumak için Avrasya Hareketi gerekli. Ancak, ne Rusya ile ne de Doğu Penirçek"le "Katolik nikahı" yaptık" diyor.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen"e göre de "Düzelteceğiz" açıklaması samimiyeti kanıtlamaz: "Önemli işbirliklerinden önce samimiyetin kanıtlanması gerekir." Dugin"in kitabının Türkiye"deki yayıncısı Akif Emre"ye göre bir düşünce adamı görüşlerini değiştirebilir ancak "Türkiye"nin Avrasya eksenine karşı Batı ittifakı içinde yer almayı sürdürmesi durumunda stratejik olarak bu görüşlerini değiştirmesi için bir gerekçe bulmak zor"dur. Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise Dugin"in kitabı kaleme aldığı dönemde ABD"nin yeni mimarisine, global yapılanmasına henüz başlamadığını belirterek, "Bence Dugin bu kitabı sıfırdan yazmalı" diyor.

USİAD Başkanı Kemal Özden, yurtsever Kemalist kesim olarak kitabın revize edilmesini istediklerini ifade ediyor: "Rusya büyük bir devlettir. Bu devletin ilginç bir teorisyeninin böyle bir kitap yazması iyidir deyip hap gibi yutmamalıyız."

Avrasya Hareketi"nin ömrü!

Avrasya Hareketi"nin Rusya merkezli bir imparatorluk tanımı olarak ortaya çıkması bu ülkenin bağımsızlık refleksleri açısından anlaşılır bir durum. Ancak stratejlerin ve uzmanların önemli bir bölümü, bunun uluslararası reel gerçeklikle çeliştiği görüşünü dile getiriyor. İhsan Dağı"ya göre çatışma, güç, strateji ve ulusallık gibi "dün"ü anlatan kavramlara dayanan bir yaklaşımın küresel entegrasyonlar ve işbirlikleri modelleri karşısında başarı şansı yok, ancak "bugün"ü kana bulama imkanları her zaman var. Dr. Can Fuat Gürlesel, harekete başarı şansı tanımıyor. "Avrasya Hareketi içine kapanık ve kutuplaşmaya götüren gerginlik politikası üzerine oturtulmaya çalışılan, karşıtlık üzerine kurulan bir politika." Üstelik önümüzdeki elli yılın ekonomi modeli ile uyumlu değil. Yani, hayat bulabilmesi için farklı bir ekonomik model bulunup bunun herkes tarafından kabul edilmesi gerekir. Bu da 2050'yi bulur.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, "Türkiye AB ile ilişkilerini sürdürmeli ama kendi zenginliğini Doğu"da aramalıdır" diyor. Rusya"nın Amerika"ya karşı önemli caydırıcı gücü olmadığını kabul ediyor ancak Çin ve Japonya"daki gelişmelerin ümit verici olduğunu belirtiyor. Akif Emre, Avrasyacılığın bizdeki kısır ulusalcılık yaklaşımına indirgenemeyeceğini söylüyor. O'na göre ABD merkezli küresel hegemonyaya karşı bölgesel güçler bir şekilde tepkisini gösterecektir.

Peki Ulusalcılar, Avrasya Hareketi"nin hayatiyetini neye bağlıyor? Enerji kaynaklarının içinde olmayı önemli bir avantaj görüyorlar. Rusya"nın nükleer gücü önemli onlar için. En çok da Amerika"ya güveniyorlar. "ABD Yeni Ortadoğu Düzeni konusunda ne kadar baskıcı olursa Avrasya Hareketi o kadar yol alır" diyorlar. Doğu Perinçek"e göre hareket henüz devletler arası ittifak hüviyetinde değil ama bu istidadı taşıyor. Ancak stratejlerlerden Perinçek'e kötü haber var. Amerikan ve Rus kaynaklarından iyi haber alan Dr. Can Fuat Gürlesel, Putin"in seçimler sonrasında yeni dış politika doktrinini açıklayacağını, ancak Rusya"yı global bir oyuncu olarak tarif etmeyeceğini söylüyor: "Putin, belki Avrupa, Balkanlar, Karadeniz ve Kafkaslarla ilgilenecek, İç Asya"ya doğru bir dönüş yapacak. Çünkü Rusya"nın global bir oyuncu olarak ortaya çıkacak ekonomik ve askerî gücü yok."

ULUSALCILAR DUYMASIN

Aleksandr Dugin"den inciler...

TURANCILARA GEÇİT YOK

Her türlü "Turancı" entegrasyon projesine set çekilmelidir. Turancı bir entegrasyon, jeopolitik Avrasyacılığın karşı-tezidir. Tüm Türk mekanında yerel, özerk, kültürel eğilimleri ayrıştırmak ve klanlar, boylar "uluslar" arasında geçimsizliği şiddetlendirmek için elden gelen her şeyi yapmak lazımdır. Bu bölgenin her yanındaki yöreler, bölgeler, sanayi kompleksleri, ekonomik çevrimler, stratejik tesisler, Türk havzası dışındaki topraklarla kuşatılmaya çalışılmalıdır.

KÜRTLER ERMENİLERLE AKRABA!

Türkiye"nin kuzeye ve doğuya, yani Orta Asya Türk dünyasına yayılışının önüne set çekilmesinde Ermenistan, mühim bir stratejik üs vazifesi yerine getirmektedir. Diğer önemli bir etnik faktör, Ermenilerin Kürtlerle ırksal ve dinsel akrabalık bağlarının olmasıdır. Türkiye dahilinde jeopolitik sarsıntıları tahrik etmek maksadıyla bu husus kullanılabilir. Türkiye"deki Kürt ayrılıkçılığını desteklemek ve aynı zamanda İran"a etnik olarak yakın olan halkları laik-antilaikçilik kontrolünden çıkarmak niyetiyle ön plana sürmek gerekir.

AZERBAYCAN"I İRAN"A BAĞLAYALIM

Şiiliği, Güney Azerbaycan"la etnik akrabalığı ve tarihi münasebetleri vurgulayarak Azerbaycan"ı İran"a (hiçbir surette Türkiye"ye değil) bağlamak gerekir.

İRAN BİRİNCİ ORTAK

İslam dünyasında laik (Türkiye) veya İslamcı (Suudi Arabistan) salt Atlantikçi kutuplar, kıtasal imparatorluğun küresel projesinde Avrasya"nın güney kutbu fonksiyonunu yerine getiremezler. Geriye "İran köktendinciliği" ve sol Pan-Arabizm kalmaktadır. Jeopolitik sabiteler açısından bakıldığında bu konudaki önceliği şüphesiz İran almaktadır.

BİR HAREKETİN ANATOMİSİ

Avrasya terimi ilk defa 19. yy"da Aleksandr Dumbont tarafından ifade edilse de bugünkü hareketin temelleri 1921"de Sofya"da atıldı. Avrasyacılığın teorik tabanı bu tarihte yazılan İskhod K. Vostoku ( Doğu"ya Dönüş) adlı kitaba dayanıyor. On makaleden oluşan kitapta dört kişinin imzası bulunuyor: T. Turebtzkoy, Peter N. Savitsky, P. Suvchinsky, G. Florovsky. Suvchinsky hariç hepsi Bolşevik Devrimi ile birlikte Rusya"dan göç etmek zorunda kalmış önemli ailelere mensup. Fakat bu onların Bolşevik devrimine destek vermelerine engel olmamış.

Türkiye"de Avrasyacı Hareketin tartışılmaya başlanması ile birlikte bu hareket üzerine çalışan akademisyenler de ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Vişne Korkmaz onlardan biri. Avrasya hareketinin tarihçesini ve ileri sürdükleri argümanları konuşuyoruz kendisiyle. İlk teorisyenlerine göre Avrasya, Rus siyasal düşünce sistematiği içerisinde devamlılığı olan bir kavramdır. Dolayısıyla Sovyetler bir yönetim biçimi olarak Avrasyacılığın bir yansımasıdır. Avrasya öncelikle bir coğrafi sistem. Kesintisiz Batı"ya doğru pek çok boylam üzerinde uzanır. Bozkır sistemi diye de adlandırılır. Yani coğrafya tek bir devleti empoze etmektedir. Ayrıca tarihi ve toplumsal bir sistemdir. Önce Hunlar, sonra İskitler, sonra Moğollar, sonra Ruslar vardır. Tarih de tek bir devleti dayatmaktadır.

Son altı asırda lider Ruslardır. Tek bir devletin idaresinde pek çok değişik millet bir araya gelir. Çokluk içinde birlik. Tatarların, Slavların, Finlerin, Farsların, Kafkas haklarının kendi milli kültürü olabilir ama Avrasya üstü kültürü var. Avrasya aynı kıtasal alanda yayılan milletlerin oluşturduğu imparatorluğun adıdır. Halklar birbirleriyle tanışıktır, melezlik vardır ancak hep bir merkez olmuştur. Avrasya bir kültürel alan olarak Bizans, Helen ve Rus alt kültürlerinden bileşmiş bir kültürel alandır. Tatarlar bütün Türk unsurları ifade eder, bu da Rus alt kültürü içinde kendine yer bulur.

Harekete sonradan katılan Karsavin ve Alekseev gibi kişiler senfonik kişilik prensibini ortaya atıyorlar. Bir senfonide bütün enstrümanların başarısı o senfoninin başarısı için önemlidir. Ancak biz tek tek enstrümanları değil bütün halinde senfoniyi duyarız.

Avrasya"ya katılmak her ne kadar tarihi, coğrafi bir zorunluluk olsa da katılmış olmak için irade göstermek gerekmektedir. Katıldıktan sonra da düzene uymak yükümlülüğü vardır. Avrasya "iradesi", en güçlü potansiyeli taşıyan merkezde tecelli eder. Burada Cengiz Han mitine atıf var. Geçmişte bu coğrafyanın lideri Cengiz Han"dı, bugün de Rusya.

Doğu"ya dönmek basit bir yürüyüş değildir. Çünkü tarih ve medeniyet Doğu"ya dönmüştür. Fransız devrimiyle birlikte Avrupa merkezli olan tarih, Rus devrimiyle birlikte Asya"ya kaymıştır.

1921"de başlayan Avrasya Hareketi, önce sol ve sağ Avrasyacılar olarak ikiye bölünür, 1940"lı yıllarda da erimeye yüz tutar. Vişne Korkmaz, bugün var olan Avrasyacılığın o dönemki Avrasyacılıktan farklı olmadığını, sadece konjonktürel değişiklikler öngörüldüğünü söylüyor. Yani 1920"lerde düşman olunan Batı, Avrupa"yken bugün Atlantik yani Amerika"dır. Korkmaz"ın tespitine göre aslında Avrasyacılar Avrupa"nın yıkılmasını, hakkaniyetli yeni bir düzen kurulmasını beklemiyorlar. Avrasyacılar Batı"dan korkuyorlar. Batı"nın ekonomik, politik ve sosyal düzeninden korkuyorlar. Avrasya"da "iç çatışma" muhtemeldir ancak esas olan dış çatışmadır. Bu kaybedilirse Avrasya diye bir şey kalmaz. Bugün dış çatışmadan kasıt Amerika"dır.

Büyük çoğunluğu Rusya"nın dışında şekillenmiş bir hareketin 90"lı yıllarda bu kadar rahat benimsenmesi Rus siyasi düşünce tarihinde Avrasya olgusunun ağırlığına işaret etmektedir.

Yeltsin döneminde yeni Avrasyacılar ortaya çıkar. Yeltsin"in başbakanı Pirimakof da bunlardan biridir. Avrasyacılar bu dönemde Duma"da ve diğer organlarda önemli başarılar elde eder. Bugün Avrasya Hareketi"nin yaşayan en önemli teorisyeni olan Aleksandr Dugin, önce "su ve kara" ismine atıf yapan bir dergi çıkartır, sonra Kuzey Dünyası adlı bir web sitesi kurar. 1999 yılından bu yana da Rus Parlamentosu"nda (Duma) başdanışmanlık yapıyor. 2001"de kurulan Avrasya Partisi siyasi bir partiden çok hareket olarak faaliyet gösteriyor. 2003"te kurulan Uluslararası Avrasya Hareketi"nin lideri "İkinci" Aleksandr 84 yıllık hayalin en parlak temsilcisi bugün.

 

Muhsin Öztürk - M.Yaşar Durukan