Interview

Alexander Dugin: Batı ile flört ederseniz, bedelini ödeyeceksiniz

Egemenlikten vazgeçemezsiniz, ancak o zaman toprak bütünlüğünden vazgeçmek zorunda kalırsınız. Egemenlik meselesinin zamanımızda yeni bir anlam kazandığına inanıyorum. Modern dünyamızda egemenlik, devasa nükleer silah rezervlerine, devasa demografik ve doğal kaynaklara ve geniş topraklara sahip devletlere aittir. Ve diğer, daha küçük oyuncuların egemenliği, kanıtlanabilecek tam teşekküllü, temel, gerçek egemenliğe sahip kutuplarla ilişkilerine bağlıdır.  Modern dünyada sadece üç egemen kutup vardır. Bunlar ABD ve NATO ülkeleri - ortak Batı bloğu, büyük mali gücü nedeniyle Çin ve askeri gücü nedeniyle Rusya.  İran, Pakistan, Hindistan ve bir dizi başka ülke egemenliğe, yani bağımsızlığa sahipler, ama şimdiye kadar bu ülkelerden hiçbiri tam teşekküllü bir kutbu temsil etmiyor.  Bu nedenle, Sovyet sonrası alan sorunu şimdi çok keskin. Şimdi ya da asla - bu, tüm Sovyet sonrası cumhuriyetler için temel bir "gerçeğin anıdır". Bunların çoğu başarısız devletlerdir. Açıkça konuşalım - bunlar Sovyetler Birliği'nin kalıntıları ve çöküşü üzerine ortaya çıkan devletlerdir, Batı medeniyetinin ana jeopolitik rakibi olmaya devam eden Rusya'ya rağmen Batı tarafından tam olarak desteklendiler. Ve bu nedenle, tüm bu Sovyet sonrası devletler iki vektör politikasına dayanmaktadır. Yani kısmen Rusya'ya, kısmen de Batı'ya bakıyorlar. 

Kırım ve Kıbrıs liderlerin gündemine girdi

“Soçi’deki Erdoğan-Putin görüşmesi, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler bağlamında çok önemli. En önemlisi ise Erdoğan ve Putin, çok kutuplu dünyanın Batı hegemonyasını reddettiği koşullarda buluşmuştur. Şu anda tek kutuplu değil çok kutuplu dünyada yaşıyoruz. Yaşadığımız çok kutuplu dünyada, Türkiye ve Rusya bağımsız iki egemen kutbu temsil ediyor. Erdoğan ve Putin, ülkelerinin çıkarlarının olduğu etki alanlarını belirlemeli. Bu stratejik bir buluşmalıydı. Rusya ve Türkiye arasında, gelecekte stratejik prensiplerin belirlenmesi için önemli bir toplantıydı. Toplantı boyunca zorlu ve karmaşık konular konuşuldu: İdlib ve Suriye’nin kuzeyindeki 'Kürdistan', Türkiye'nin olası bir Fırat operasyonu, Libya meselesi... Ve tabi çok net olan Türkiye ve Rusya’nın Karabağ’daki ortak başarısı da konuşuldu. Bu yüzden bu toplantı tarihi bir toplantıdır. Her noktada ortak kararlar alınmasa bile, ana konularda berraklaşma oluşmuştur.”

Çözüm: Ankara-Moskova-Tahran Ekseni

Söyleşimizin sonunda Prof. Dr. Aleksandr Dugin’e bazı isimler ve terimler söyledik ve kendisine anında neyi çağrıştırdığını birkaç kelimeyle ifade etmesini istedik:

Gorbaçov: İhanet, cehennem, aptallık, casusluk, hile, akılsızlık, çürümüşlük, iblis.
Stalin: Güç, kudret, büyüklük, hayır ve şer, derinlik, düalizm, devasalık, korku, hayranlık.
Putin: İmkân, kapıların açılması, kurtuluş, yarım kalmışlık, dönemeç.
Atatürk: Kurucu, asker, ata, muzaffer, irade, güç, millet, devlet kurmak.
Devrim: Yükseliş, açılım, tırmanış, ebedi dönüş, çürüyenin yıkılışı, üstün düşüşü, filizlerin özgürleşmesi, yaşamın ölüme karşı zaferi.
Liberalizm: Yalan, çözülme, kimliğin kaybolması, yapay zekâlı makinaların insanın yerine geçmesi, geleneklerin kaybolması, cehennemim ideolojisi, beterin beteri, iblis.
Kırım: Rus devlet yapısının beşiği, kutsal toprak, Türkiye ve Rusya arasındaki Avrasya köprüsü, Rusya’nın ayrılmaz parçası.

Prof. Aleksandr Dugin'den Türkiye'ye uyarı: ABD yüklenecek B planı yapın

Türkiye’yi 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce “Orduda hareketlilik var” diye uyaran Rus filozof Prof. Aleksandr Dugin, Gazete Habertürk'ten Nalan Koçak'a konuştu

KIMI “Putin’in başstratejisti -hatta beyni-”, kimi “Rus dış politikasının mimarı” diyor. Foreign Policy Dergisi’ne göre Putin, Erdoğan ve Trump’ı birbirine bağlayan adam... “Kim bu?” dediğinizi duyar gibiyim. Prof. Dr. Aleksandr Dugin’in ta kendisi. Türkiye, Dugin ismini jet krizi ve darbe girişimi nedeniyle duydu. Türkiye’yi darbeden bir gün önce “Orduda hareketlilik var” diye uyardığı herkesin malumu. Peki 40’tan fazla kitap yazan, Uluslararası Avrasya Hareketi’nin liderliğini yapan bu filozof kim? Yukarıda sıraladıklarımızın hangisi? Ve neden Türkiye’yle yakından ilgileniyor? Yanıtlar için Dugin’e ulaştık. Rus stratejist, Türkiye’yi yeniden uyardı ancak bu kez darbe değil ABD’den geleceğini iddia ettiği ekonomik yaptırımlara karşı...

- Resmi göreviniz yok. Sizi nasıl tanımlamalıyız? Putin’in danışmanı mı, yoksa stratejistlerinden biri mi?

Önce filozofum. Etki yaratmanın en iyi yolu fikirler. Hükümetle de bu fikirler aracılığıyla bağ kuruyorum.

ABD PYD’yi kullanıyor

15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve Ankara-Moskova diyaloguna ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulunan Dugin, “FETÖ amacına ulaşsaydı Türkiye işgal edilecekti” dedi.

Çok yakın bir zamanda Erbil’e gerçekleştirdiğiniz ziyaretle başlayalım… Türkiye’de ‘manidar’ bulanlar oldu. Bu ziyareti, Rusya’nın Kuzey Irak’ın bağımsızlık referandumuna destek olarak ele alabilir miyiz?

Ben Ortadoğu jeopolitiğiyle ilgilenen biriyim. Bölgede barışa katkıda bulunan tüm aktörlerle görüşürüm. Eğer durumdan azade durursak, İsrail veya ABD’li güçler Kürtleri kullanacaklar.

İsrail ve ABD ‘Kürtleri’ nasıl kullanacak?

Onları manipüle ederek Suriye’yi, Türkiye’yi ve İran’ı yıkacaklar. Fakat aynı zamanda Kürtleri korkutmamamız gerekiyor. Onlara saygı duymalıyız ve Avrasya projesine dahil etmeliyiz. Kürt devleti kurulursa ABD’nin eline bırakılmamalı. Onlar bunu bölgeyi karıştırmak için istiyorlar. Herhangi bir grubu ABD’nin eline teslim etmek daha fazla kana sebep olacaktır.

İsrail veya ABD’li güçler Kürtleri kullanacak

Ortadoğu'daki gelişmeleri değerlendiren Dugin, ABD'nin bölgeyi karıştırdığını ve Rusya, İran ve Türkiye'nin bölgede parçalanmaya engel olacağını belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in başstratejisti Aleksander Dugin, Ortadoğu’daki son gelişmeleri ve Türkiye’nin bölge politikalarındaki önemini Star’a değerlendirdi. Ortadoğu halklarının kimlik bunalımı yaşadığını vurgulayan Dugin, Rusya, İran ve Türkiye’nin parçalanmaya engel olacak ittifakı kurduğuna dikkat çekti.

15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve Ankara-Moskova diyaloguna ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulunan Dugin, “FETÖ amacına ulaşsaydı Türkiye işgal edilecekti” dedi.

Çok yakın bir zamanda Erbil’e gerçekleştirdiğiniz ziyaretle başlayalım… Türkiye’de ‘manidar’ bulanlar oldu. Bu ziyareti, Rusya’nın Kuzey Irak’ın bağımsızlık referandumuna destek olarak ele alabilir miyiz?

Ben Ortadoğu jeopolitiğiyle ilgilenen biriyim. Bölgede barışa katkıda bulunan tüm aktörlerle görüşürüm. Eğer durumdan azade durursak, İsrail veya ABD’li güçler Kürtleri kullanacaklar.

Putinin müşaviri: Vilayəti-Fəqihin mərkəzində insan yox, Allahın iradəsi dayanır!

Düşünürəm ki, yaşadığımız dövr axirüzzəman – zamanın sonudur. Zaman öz mahiyyətinə yaxınlaşanda, bütün gizlinlər aşkarlananda tarixin məfhumu göz önündə canlanır. Deməliyik ki, biz ən mühüm dövrdə yaşayırıq...
Rusiya tarixində öz mahiyyətimizə yaxınlaşma dövrü yaşayırıq. Biz ortodoks məsihiyik. Rusiyanın mövcudluğunun məfhumu ortodoks məsihi mədəniyyətinin məfhumudur. Sovetlər dövründə Rusiya tarixinin müqəddəsliyi olan məsihi ənənələrini əldən çıxardıq. Hazırda həmin kimliyə qayıdırıq...
Biz anti-məsihi mədəniyyətlərə qarşı gedirik. Müasir qərb mədəniyyəti utanc gətirir, xəcalətdir. Biz qərb mədəniyyətini anti-məsihi mədəniyyət kimi dəyərləndiririk. Siz İslamda

Rus uçağının düşürülmesi ve Rus askerinin ölümü Türk-Rus ilişkilerine büyük darbe indirdi

Türkiye PYD’yi terör örgütü olarak kabul ediyor, ABD ise bu örgüte destek veriyor... Şunu anlamanız lazım: Uçağımızın düşürülmesi ve pilotumuzun öldürülmesinin ardından Rusya, Türkiye’deki yönetimi düşman olarak görüyor. Türk devletini değil, iktidarı düşman olarak görüyor. Biz bu ayrımı yapıyoruz ancak durum çok hassas olduğu için ayrım yapmak zorlaşabiliyor. Ben bu durumda Kürtlerin (konferansa) katılımının taraftarı değilim, bunun doğru olduğunu düşünmüyorum ancak Rusya, Erdoğan’a karşı hamle yapıyor. Erdoğan’ın Rusya’ya ve Putin’e karşı işlediği suçtan sonra Türkiye, Rusya’nın başka türlü davranmasını bekleyemez. Bu bir çeşit yanıt niteliğindedir. Sorunlarımızı barışçıl yollardan çözelim. Çünkü Rusya ve Türkiye arasındaki barış, iki ülkenin de kurtuluşunun tek yoludur. Rusya’yla barış yapan Türkiye ilerler, Rusya’yla savaşan Türkiye düşüşe geçer. Bu Rusya için de geçerli. Rusya da Türkiye’yle barışa ve ittifaka muhtaç. Ancak Erdoğan’la ya da Batıcı, İslamcı bir Türkiye’yle değil! Gerçek Türkiye’yle, Kemalist Türkiye’yle. Erdoğan’ın Türkiyesi gerçek Türkiye değil. O, Türkiye’yi öldürüyor, mahvediyor

"Ben çok kutuplu globalleşme sürecini destekliyorum"

2001 yılı Nisan ayı sonunda medya tarafından Rusya'da politik ve sosyal bir oluşum olan Avrasya Hareketi'nin kuruluş toplantısının yapıldığı haber verildi. Bu durum, Avrasyacılık'ın bütün kamuoyu tarafından benimsendiği ve siyasî bir güç haline geldiği manasına mı geliyor?

Bizde Avrasyacılık fikirlerinin yeni olduğunu söylemek yanlıştır. Yalnız bu etapta biz kendimize yakın olan entellektüel merkezleri ve politikacıları birleştirmek için çalışıyoruz. İş adamları, dünyanın gerçekleriyle tanıştıktan sonra daha önce ihmal ettikleri bazı işlemlerle karşılaşınca, çağdaşlaşmanın global kurallarını, görünmeyen dünya güçlerinin birbirlerini nasıl etkilediklerini merak etmeye başladılar. Bu bilgiler ticarette büyük önem kazandı. Bunlardan habersiz olanlar ise büyük gelir kayıplarına uğrayabilirlerdi. Bahsi geçen faktörler, Avrasyacılık hareketimizi, ekonomik, sosyal ve entellektüel alanlara yeni bir bakış açısı kazandıracak sosyal ve politik bir güç haline getirmiştir. Biz, "bakış açısı" prensibine dayanan bir siyasî hareketiz.

Ankara-Moskova Ekseni Pek Çok Sorunu Çözer

Hakan Aksay : Sayın Aleksandr Gelyeviç, dünyada meydana gelen olayları niçin özellikle Avrasyacılık bakış açısından değerlendiriyorsunuz ? 

Aleksandr Dugin : Avrasyacılık bir felsefe, siyasetin felsefesi, tarihin felsefisidir. Avrasyacılık bir düşünce akımı olarak geçen yüzyılın 20’li yıllarında beyaz göçmenler arasında ortaya çıkmış olup Nikolay Trubetskiy, Pyotr Savitskiy, Nikolay Alekseyev, ve Georgiy Florovskiy’nin adlarıyla bağlantılıdır. Avrasyacılık Rusya’yı Asya ile Avrupa’nın kesiştiği noktada ortaya çıkan bağımsız bir medeniyet, hem Avrupa hem de Asya’nın çizgilerini taşıyan bir özgün dünya olarak değerlendirmektedir. 

Ben 80’li yılların ortalarında Avrasyacı oldum. O zaman biz, tüm Avrasyacı yazarları yeniden basmış, bu konuyla ilgili pek çok kitap ve makale yayınlamıştık. 90’lı yılların sonunda Avrasyacılık Rusya’da güçlü bir düşünce akımı haline geldi. Ben geleceğin bu düşünceden yana olacağını düşünüyorum. Avrasyacılık çok uluslu Rusya için ulusal fikrin en uygun biçimidir. Avrasyacılık bizde bulunan Batı ve Doğu öğelerini anlamakta ana halk olan Rusları ülkemizde meskun diğer halklarla uyumlulaştırmakta, post-Sovyet alanın ideolojik, düşünsel ve felsefi temellerde entegrasyonu için mükemmel bir temel oluşturmakta ve Batı ve Doğu ülkeleri ile ilişkilerde çelişmeyen bir model yaratmaya olanak tanımaktadır. 

DIŞ HABERLER

Avrasyacıların önderi Dugin: Rusya’nın Orta Asya’daki öncelikli ortağı İran’dır

Batı karşıtı Avrasya hareketinin kurucusu Aleksandr Dugin, jeopolitik açıdan Rusya’nın Orta Asya ve Kafkaslar’da birinci ortağının İran olduğunu düşünüyor.

Rus Jeopolitiği kitabında yer alan Türkiye’ye ilişkin olumsuz fikirlerine rağmen ülkemizdeki bir kısım ulusalcıların fikir babası kabul ettiği Dugin, haftalık haber dergisi Aksiyon’a çarpıcı açıklamalarda bulundu:

Rusya’daki siyasî görüşler içinde, lideri olduğunuz Avrasya Hareketi nasıl bir çerçeveye oturuyor?

Avrasya Hareketi, jeopolitiğe dayanan siyasî bir felsefedir. Dünya tarihi içinde Rusya’nın kendine özgü bir yeri olduğunu ve küreselleşme karşısında yalnız ülke ve halk olarak değil bir medeniyet olarak da jeopolitik kimliğini koruması gerektiğini savunur. Küreselleşmeyi bu kimliğimizi kaybetmemize yol açacak bir risk olarak görüyoruz. Rusya’nın yaklaşımı, Batı ve Doğu’yı birleştirmek ya da sentez elde etmek üzerine değil, farklılıkları korumak üzerine bina edilmelidir.

Ulusalcıların yeni Kızılelma'sı AVRUSYA

Avrasya Hareketi'nin fikir babası Aleksandr Dugin'in Türkiye'de jeopolitik sarsıntılar planladığı ortaya çıktı. Dugin, Türk kimliğinin eritilmesini istiyor. Sıcak denizlere inmek için Orta Asya'yı İran'a sunuyor. Türk havzasında imparatorluk planları yapılıyor. Ulus devleti kurtarmak adına yola çıkan ulusalcılar, Rus hegemonyasına yakalandı. Bir süre öncesine kadar Avrasya, ne kültürel birliktelikleri, ne de bir coğrafyayı ifade ediyordu. Şimdi ise bir kıta hareketinin adı. Avrasya Hareketi, Türkiye"den Ulusalcılar olarak adlandırılan "koalisyon"un da içinde bulunduğu Rusya"nın öncülüğünde stratejik birlikteliğin yeni ismi. Ulusalcı harekette buluşan sol, Kemalist ve milliyetçi unsurlar şimdi bu üst şemsiyede, Avrasya coğrafyasının anti-Amerikancı unsurlarıyla bir arada. Temel karakteri Amerikan karşıtlığı olan harekete katılmak için İslamcı, solcu, sağcı olmanız fark etmiyor. Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç"ın Avrasya"ya yaptığı atıf çok tartışılmıştı. Konunun sadece Doğu Perinçek"in hayali değil, bir kısım sivil ve askeri bürokrasinin önemsediği, argümanlarını dile getirmekten çekinmediği bir oluşum olduğu zamanla ortaya çıktı.

Hareketin aktörlerinden Kemalist ulusalcı bir şahsın (adı bizde saklı) anlatımıyla, kırk yıllık NATO"cular, Özel Harpçiler şimdilerde Avrasya Hareketi"nin en hızlı neferleri.

Bizimkilerin gözü kapalı girdiği hareketin teorisinin Rusya"da 1921"lere kadar gitmesi, Rus imparatorluğu idealinin estetize edilmiş hali olduğunun anlaşılması birtakım sorunları beraberinde getiriyor. Ulusal bağımsızlığın tehlikede olduğunu, Avrasya Hareketi"nin bu tehlikeye karşılık bir güvece teşkil ettiğini dile getirenlerin, hareketin karakteristiğinden haberdar olmadığı da ortaya çıkıyor. Özellikle, hareketin yaşayan en önemli teorisyeni olarak bilinen Aleksandr Dugin"in Türkçe"ye çevrilen "Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım" kitabının okunmaya başlanmasıyla Avrasyacıların şaşkınlığı artıyor.